“TDE Kıbrıs Çalıştayı” üzerine Osman Korutürk’ün notları

“TDE Kıbrıs Çalıştayı” üzerine  Osman Korutürk’ün notları

Toplumcu Düşünce Enstitüsü

Yayın Değerlendirme ve Duyuru Notu

 

 

Yayın Değerlendirme ve Duyuru Notu/ 15-001                      7 Ocak 2015

Yazar: Osman KORUTÜRK

Yayına Hazırlayan: Muzaffer Ayhan KARA

 

 

CHP İstanbul Milletvekili, TBMM Dışişleri Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Osman Korutürk, her yıl yaptığı gibi, ilgili dönem içinde yasama faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirdiği çalışmalarını bir kitap olarak derlemiş.  Sayın Korutürk’ün bu çalışması, Zincirli Demokrasinin Gizleyemediği Enkaz başlığı ile Kasım 2014’de yayınlanarak araştırmacıların, ilgili kamuoyunun ve “dış politika öğrencilerinin” kullanımına sunulmuş bulunmaktadır.

Sayın Korutürk’ün bu kitabında, kendisinin de koordinasyon ve yürütmesini üstlenerek Toplumcu Düşünce Enstitüsü olarak düzenlenen Kıbrıs Çalıştayı ile ile ilgili bir bölüm de yer almaktadır.

Sayın Korutürk’ün Zincirli Demokrasinin Gizleyemediği Enkaz kitabında bu Çalıştay konusundaki notları ve düşünceleri, hem Çalıştay ile ilgili bilgiler açısından, hem de kitapta yer alan benzer bölümlere bir örnek olması itibarı ile aşağıda sunulmaktadır.

“ …

 

2.3.3. KIBRIS ÇALIŞTAYI

 

CHP’ye paralel olarak fikir bazında çalışmalar yapması amacıyla hareket eden Toplumcu Düşünce Enstitüsü (TDE) olarak 7 Mart 2014’te İstanbul’daki Grand Tarabya Otel’de, Türkiye ve KKTC’nin en önde gelen uzmanlarının katılımlarıyla tam gün süren “Kıbrıs, Çözüm Arayışları ve Alternatif Yaklaşımlar” başlıklı bir Kıbrıs Çalıştayı düzenledik.

 

Çalıştay sonunda yayınlanan Basın Duyurusuyla, bu çalıştaya katılan gazetecilerin izlenim ve değerlendirmelerine, basında çıkan haberlere de yine aşağıda yer veriyorum.

 

2.3.3.1. “KIBRIS MÜZAKERELERİ: ÇÖZÜM ARAYIŞLARI VE ALTERNATİF YAKLAŞIMLAR” KONULU ÇALIŞTAYIN BASIN DUYURUSU

 

Kıbrıs Müzakereleri süreci, 11 Şubat 2014 tarihinde Kıbrıs’ta yapılan Ortak Açıklama ile yeniden diplomasinin sıcak gündemine gelen çok önemli bir konudur.  Bu Açıklama, zamanlaması, hazırlık aşamaları, biçim ve içeriği olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için olduğu kadar, Türkiye’nin de dış ve iç siyaset zeminlerindeki yaklaşımları, sosyal ve ekonomik gelişmeleri yakından etkileyen önemli bir noktaya işaret etmektedir.

 

Toplumcu Düşünce Enstitüsü, bu kritik süreçlerin geniş ve ayrıntılı etki değerlendirmelerinin yapılması amacı ile 7 Mart 2014 tarihinde İstanbul’da, Türkiye ve KKTC’den üst düzey siyasetçiler, parlementerler, akademisyenler, diplomat ve gazetecilerin katıldığı “Kıbrıs Müzakereleri: Çözüm Arayışları ve Alternatif Yaklaşımlar” başlıklı bir Çalışma Toplantısı düzenlemiştir.

 

Kıbrıs görüşmelerinde içinde bulunulan noktada tarafların karşılıklı pozisyonları, karşı karşıya bulunulan riskler ve fırsatlar kapsamlı olarak ele alındığı toplantıda; adil ve sürdürülebilir bir çözüm arayışına olan samimi destek özellikle vurgulanmış; iki-devletlilik de dahil farklı nitelikleri ile ve geniş bir yelpazede olabilecek alternatif çözüm modelleri üzerinde durulmuştur.

 

Yapılan sunum ve yorumlarda çözümsüzlüğün ve statükonun süreci teslim almasına izin vermeyecek ve Kıbrıs Türk halkının çağdaş dünya sistemi ile bütünleşebilmesine olanak sağlayacak somut politika önerileri ve yöntemler değerlendirilmiştir.

 

Bu çerçevede uluslararası toplum ve özellikle AB’nin taahhüt ve kararları doğrultusunda Kıbrıs Türk halkı üzerinde uygulanan ve tüm geçerli tanımları ile insan haklarına aykırı olan izolasyonların acilen kaldırılmasının gerektiğinin önemle altı çizilmiştir.  Bu alanda atılacak somut adımların, tüm ilgili taraflar açısından en gerçekçi ve inandırıcı bir samimiyet testi olacağı konusunda tam bir görüş birliğine varılmıştır.

 

Görüşme süreçlerinin kendi içinde taşıdığı teknik ayrıntılar yanında, oluşturulacak yapıda, Ada’daki taraflar ilgilendiren; paylaşılan egemenlik anlayışı, iki-kesimlilik, siyasi eşitlik, iki tarafın Kurucu Devlet anlayışı içinde değerlendirilmesi, AB’nin “birinci hukuk” düzeyinde geçerliliği, mevcut vatandaşlık statülerinin korunması, doğal kaynakların adil paylaşımı gibi ilke ve anlayışların büyük özenle ele alınmasının önemi vurgulanmıştır.

 

Ayrıca, mevcut Garantörlük ve İttifak antlaşmalarının korunması ile konunun doğrudan tarafları yanında, konunun yakın ilgili tarafları olan Türkiye ve Yunanistan arasında Kıbrıs bağlamında güvenceye alınacak dengeli bir ilişkiler ortamının oluşturulmasının bölge barışı ve istikrarı açısından taşıdığı hassasiyetler, yapacağı katkılar ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir.  Bu bağlamda, yapılacak görüşmelerin her noktada ve kademede diplomasinin kendi dinamikleri içinde en etkin bilgi paylaşımları ve şeffaflıkla yürütülmesinin büyük faydalar sağlayacağı değerlendirilmiştir.

 

Toplantıda oluşan temel görüşlerden biri de, Kıbrıs görüşmelerinin içerdiği ve yukarıda belirtilen ilke ve yaklaşımları başarı ile pratiğe geçirilmesinin ancak sağlam ve geniş bir kitlesel desteğe dayanılması ile mümkün olacağı görüşü olmuştur.  Bu bağlamda doğru, sürekli ve katılımcı nitelikte bilgilendirmeler üzerinden en geniş zeminlerde yürütülecek etkili bir Kamu Diplomasisi üzerinde durulmuştur.

 

Katılımcılar, Kıbrıs’ta adil ve sürdürülebilir çözüm arayışlarının Türkiye için önemi açısından değerlendirmeler de bulunmuşlar; değişen enerji kaynakları, enerji güvenliği ve bölgedeki siyasi gelişmeler ışığında Kıbrıs’ın Türkiye için ifade ettiği yeni güvenlik ve savunma özelliklerine dikkat çekmişlerdir.

Büyük güçler arasındaki küresel rekabet ve çatışma odaklarının Pasifik bölgesine kaymasının bölgede yeni ittifak oluşumlarını gündeme getirdiği bir ortamda, Kıbrıs’taki ekonomik, finansal, siyasal ve sosyal dengelerin Türkiye’nin Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’deki bölgesel ekonomik hak ve çıkarları açısından ayrıca kritik bir etken durumuna geldiği de ifade edilmiştir.

 

Öte yandan, Türkiye’nin Kıbrıs’ta oluşturulacak olan bir çözüm modelinin, Türkiye’nin AB’nin kendi genişleme süreci içinde nasıl bir noktada yer alacağı üzerinde ciddi hukuki ve siyasi etkileri olacağı değerlendirilmiştir.Son olarak, Türkiye’nin Zürih ve Londra Antlaşmaları gibi taraf olduğu uluslararası antlaşmalardaki hak ve yetkilerini hukuken ve fiilen koruma konusunda göstereceği tutumun, bölgede bundan sonra ortaya çıkabilecek yeni yapılanmalarda Türkiye’nin etkili bir oyuncu olarak ne derecede sözü geçen veya dikkate alınacak bir taraf olacağı konusundaki yaklaşımları da doğrudan belirleyeceğine dikkat çekilmiştir. (…)

 

Toplumcu Düşünce Enstitüsü, 7 Mart 2014, İstanbul

 

 

2.3.3.2. KIBRIS ÇALIŞTAYININ BASINDAKİ YANKILARI…

 

Raporun tamamını okumak için lütfen PDF eklentisini tıklayın