Türkiye’den Toplumcu Düşünce Enstitüsü (TDE) ve Sosyal Demokrasi Vakfı’nın (SODEV) üye olduğu ve Avrupa sosyal demokrat/sosyalist sivil toplum kuruluşlarının çatı örgütü işlevini gören FEPS (Foundation for European Progressive Studies), her yıl düzenlediği ve Avrupa kamuoyunda büyük ilgi toplayan konferansını bu yıl ‘Avrupa ve İslam’ konusuna ayırdı.
24-25 Haziran 2015 günlerinde Brüksel’de gerçekleştirilen Konferansa çok sayıda üst düzey akademisyen, siyasetçi ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. TDE’yi, FEPS Genel Kurulu’nda ve konferansta, CHP AB Temsilcisi ve TDE İcra Kurulu Üyesi Kader Sevinç ve Prof. Dr. Hurşit Güneş temsil etti. SODEV adına ise Türk-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi öğretim üyelerinden Dr. Can Büyükbay katılım sağladı.
Konferans; Avrupa’nın temel değerleri olan tolerans, ifade özgürlüğü, cinsiyet eşitliği, laik devlet ve azınlıkların korunması ve İslam arasındaki uyum sorunsalını ele aldı. Bunun yanında; yabancı düşmanlığı, siyasette artan popülizm, demokrasiye karşı yabancılaşma konuları işlendi ve Müslümanları hedef gösteren sağ popülist siyasete dikkat çekildi.
Konferansı ilginç kılan; her oturumda, salonun dört ayrı köşesinde bulunan akademisyenler, siyasetçiler, sivil toplum ve dini grupların liderlerinin birbirleriyle diyalog içerisine girip, çözüm üretilmesine olanak sağlamasıydı. Dolayısıyla interaktif ortam; düşüncülerin rekabetine ve yaratıcılığa olanak sağladı. Brüksel’de de konferans, Twitter’da en çok konuşulan konuydu.
Son yıllarda Avrupa’da radikal İslamcıların artan şiddet eylemleri; yükselen ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, bu konuların daha yoğun biçimde tartışılmasına ve Avrupalı liderlerin özeleştiride bulunmalarına yol açtı. Konunun yerel, uluslararası ve küresel boyutlarının yanı sıra sosyal dinamikleri de ele alındı.
Avrupa’nın tolerans, şeffaflık ve Aydınlanma değerlerinin tehdit altında olduğu düşüncesinden yola çıkılarak gerçekleştirilen konferansın açılışını FEPS Genel Başkanı ve eski İtalya Başbakanı Massimo D’Alema ve Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu (S&D) Başkanı Gianni Pitalla birlikte yaptılar.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini ise konuşmasında; Batı ve İslam arasında bir çatışma olduğu düşüncesinin hatalı bir biçimde söylemlerde ve siyasette ağırlık kazandığına ve İslam’ın Avrupa’ya ait olduğuna dikkat çekti. Avrupa tarihinde, kültüründe, yemeğinde, Avrupa’nın şu anında ve geleceğinde İslam’ın yerini vurguladı. Müslümanların iyi bir Avrupa vatandaşı olamayacağını ve Müslümanların sayıca çoğalmasının Avrupa’nın sonu olacağını öne süren sağ popülist yaklaşımları eleştirdi.
Bu fikirleri öne sürenlerin sadece Müslümanları değil Avrupa’yı da yanlış tanıdıklarını ve Avrupa ve Avrupa kimliğinin ne olduğundan haberdar olmadıklarını ifade etmesi alkış topladı. IŞİD’in İslam’ın dünyadaki en büyük düşmanı olduğunu öne sürdü ve kurbanlarının özellikle Müslümanlar ve İslam’ın kendisi olduğunu dile getirdi. Konuşmasının ilgi çeken noktasında; AB müktesebatının ne yazık ki bazı üye devletler için de gözden geçirilmesine zaman ayırmaları gerektiğini ifade etti ve Avrupa içerisindeki uyum sorununa dikkat çekti.
İslam’ın Avrupa toplumlarındaki doğru şekilde algılanması, Avrupa’daki gruplar arasında toleransı yeniden kurma ve geliştirme, azınlık gruplarının korkularına, radikalleşmeye ve ayrımcılığa karşı somut siyaset üretmek için FEPS gibi düşünce konferanslarının büyük önemi olduğunu belirtmek gerekiyor. Radikal siyasi hareketlere karşı verilecek mücadelenin ana unsurlarından biri de FEPS gibi kuruluşların yoğun etkinlikleridir.
Avrupa’yı ‘biz’ ve ‘onlar’ olarak ikiye ayırmanın yapılacak en büyük hatalardan birisi olduğu açıktır. Mogherini’nin de belirttiği gibi, hepimiz başka birilerinin ‘ötekisiyiz’. Avrupa’da da ‘ötekiden’ ve bilinmedikten duyulan korku sadece çatışmaya yol açıyor. Avrupa’da ilerici siyasetin bu konularda kamuoyunu aydınlatması ve uzlaşmayı ve uyumu yeniden sağlaması gerekiyor.