Toplumcu Düşünce Enstitüsü
Değerlendirme Notu
DN – Siyaset/15-002 27 Ocak 2015
Hazırlayan: Cenk SİDAR
Komşudaki Syriza zaferi bize ne söylüyor?
*Yazarın, 26 Ocak 2015 günü http://www.diken.com.tr/syrizanin-zaferinden-alinacak-cok-ders-var-umut-korkudan-hep-gucludur/ adresli diken.com.tr sitesindeki köşe yazısından uyarlanarak yeniden basımıdır.
GİRİŞ
Yunanistan`da bir siyasi devir sona erdi. Alexis Tsipras`ın (40) liderliğini yaptığı Radikal Sol İttifak Syriza seçimleri %36.5 oyla 1. parti olarak tamamladı. Yıllardır ekonomiyi sorumsuzca yöneten, ülkede üretimi değil tüketimi destekleyen, sürdürülemez bir ekosistem yaratan ve son kertede mevcut ekonomik çöküntünün mimarı olan “Yeni Demokrasi (Nea Demokratia)” ve “PASOK” partileri 1974`den itibaren sırayla yönettikleri ülkede iktidarı ellerinden kaybettiler.
3 seneden az bir süre zarfında tam 3 kez sandığa giden, 5 senelik kemer sıkma ve borç alma süreçlerinde aşağılandığını ve küçük düşürüldüğünü hisseden Yunan seçmeni, bu iki partiyi içinde bulundukları ekonomik buhranın temel sorumlusu olarak görüp, iktidarı bu sefer Tsipras liderliğindeki Radikal Sol koalisyona teslim etti.
SEÇİMLERE GELİNİRKEN
Tsipras`ın beklenen muhtemel zaferi uzun süredir uluslararası finans piyasalarını tedirgin ediyordu. Yunanistan`ın Avro parasal birliğinden kopacak ilk ülke olma ihtimali ufukta doğmuştu. Syriza zaferinden sonra da bu meseledeki belirsizlik ve tansiyon artacak gibi gözüküyor.
Durum Tsipras için iki ucu keskin bir kılıç gibi. Mevcut borç yapılandırması ve kemer sıkma politikaları Yunan ekonomisinin ve toplumunun nefes almasına izin vermiyor. Ülke ekonomisinin %175`ini aşan kamu borcu uzun vade ve düşük faizine rağmen sürdürülebilir değil.
Mevcut borç yapılandırılması Yunan ekonomisinin toparlanması için bir yol haritası çizmiyor. Troyka neredeyse sadece Yunanistan`ın faizlerini ödeyebilmesini garanti altına alıyor. Diğer taraftan kötü siyasi yönetim sonucu yıllardır oluşan borçları ve ekonomik sorunları radikal bir şekilde Tsipras`ın iddia ettiği gibi yok sayıp, mevcut anlaşmaları da çöpe atmak bir devlet açısından sorumlu bir davranış değil. Mutlaka orta bir yol bulunması gerekiyor.
Dünya bu vaziyette Tsipras`ın nasıl bir siyaset izleyeceğini merak ediyor. Bir radikal sol siyasetçi olarak sandıktan zaferle çıkan Tsipras büyük ihtimalle seçim vaatlerini bir yana bırakıp “ülkesinin geleceği için” zafer konuşmasında tarihe gömdüğün söylediği Troyka ile mevcut borçlar için müzakere masasına oturacak.
Bunu yaparken kendi partisini bir arada tutabilir ve diğer yandan da Yunan halkı için daha lehte bir borç anlaşması imzalarsa tarihi bir zafer kazanmış olacak. Syriza`nın da bu süreçte Pasok`tan boşalan merkez sol alanına yerleşmesi büyük bir olasılık.
Yunanistan`ın detaylarına daha da fazla gömülmeden bu seçim zaferi 133 gün sonra sandığa gidecek Türkiye muhalefeti için ne anlama geliyor? Seküler ve demokratik sol bu zaferden ne gibi sonuçlar çıkarmalı?
Öncelikle baştan ifade etmek gerekiyor: Yunanistan`da bu sonucu yaratan ulusal ve küresel dinamiklerle, Türkiye`nin mevcut parametreleri birbirinden oldukça çok farklı.
Yunanistan`ın yıllardır izlediği ekonomi politikaları, Avro entegrasyonu, Kıta Avrupa`sının yaşadığı ekonomik kriz, Yunanistan`ın kendine özgü sosyo-ekonomik dinamikleri ve son dönemde ülkenin yaşadığı ekonomik buhran bu sonuçta etkili oldu.
Türkiye`deyse ekonomide alarm zilleri çalmasına rağmen henüz ekonomik sıkıntıların ve dengesizliklerin somut etkileri sokağa yansımadı. Türkiye`de sol tarihsel olarak Yunanistan`da olduğu kadar örgütlü değil. 2001 yılında ciddi bir kriz yaşayan ve koalisyon Hükümeti döneminde yaptığı yapısal reformlarla sistemini düzelten Türkiye`nin kamu borcu riskli seviyelerde değil. Riskli olan özel sektör borcu. Bu durum başka risk dinamiklerini beraberinde getiriyor.
Yunanistan`da krizin ana faktörü ivedi ekonomik sorunlarken, Türkiye`de bugün itibariyle başat sorun baskıcı, kutuplaştırıcı ve otoriter rejiminin yarattığı siyaset sorunu. Bu baskıcı rejimin ekonomiye direkt etkilerinin rötarlı olması seçmen davranışını belki bir nebze erteliyor. Kısacası Türkiye ile Yunanistan`ın mevcut dinamikleri çok farklı.
İLK DERSLER:
Bütün bu makro ve mikro farklılıkları sıraladıktan sonra, esastan çok usul ve yönteme bakarak bu zaferden sol, demokrat ve seküler muhalefet olarak ne çıkarmalıyız bunu irdeleyelim:..
Makalenin tamamını okumak için lütfen PDF eklentisini çalıştırın.