Toplumcu Düşünce Enstitüsü
Değerlendirme Notu
DN – Dış Politika/16-002 17 Mart 2016
Hazırlayan: Selda DOĞAN
SIĞINMACILAR İÇİN ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – I:
17 Mart 2016 Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi Öncesi Genel Duruma Bakış
Giriş
Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Türkiye ve Avrupa Birliği liderleri arasında, çoğunluğu Suriye’deki savaştan kaçan sığınmacıların Avrupa’ya akınını düzenlemek üzere görüşmeler yapıldı ve sonucunda taraflar arasında prensipte anlaşmaya varıldığı açıklandı. Avrupa Birliği içinde ekonomik açıdan en önemli ülke konumunda olan Almanya’ya, İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2015 yılında 1,1 milyon kişi sığınma talebinde bulundu. Bu kişilerin yaklaşık yarısı Suriyeli. Sığınma talepleri 2015 yılı Eylül ayı ile birlikte büyük bir artışa geçerken yalnızca Kasım ayında bu sayı 206 bine ulaştı. Bu nedenle, yaklaşan parlamento seçimleri öncesinde bu sorunun çözümü Almanya için büyük önem taşıyor. Şansölye Merkel de, konuyu Avrupa Birliği düzeyinde çözmek için kolları sıvadı. Bu noktadaise kilit ülke Türkiye.
7 Mart 2016 tarihinde Avrupa Birliği yetkilileri ile Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki Türk heyeti arasında sığınmacıların geleceğine ilişkin yeniden görüşmeler yapıldı. Ankara’nın ‘sürpriz’ istekleri AB tarafını hemen karar veremeyecek bir durumda bıraktığı için görüşmeler 10 gün sonrasına yani 17 Mart 2016 Perşembe gününe ertelendi.
Türkiye ile AB Arasındaki Anlaşmanın Hükümleri
1 –Yunanistan ve Batı Balkanlar üzerinden Avrupa’ya gelen düzensiz mülteci akınını Türkiye kesecek.
2 – Türkiye, Avrupa’yayasal olmayan yollarla giden tüm mültecileri (sadece Suriyelilerle sınırlı değil) Avrupa’dan alacak.
3 – Avrupa, Türkiye’ye gönderdiği her bir mülteci için kendi koşullarına uyan bir Suriyeliyi Türkiye’den alacak (1-1 değişim).
4 – Bu geri alma-geri verme sırasında ortaya çıkan maliyeti AB üstlenecek.
5 – Mültecilerin Türkiye’de barınması ve diğer giderleri için AB, en geç 2018 yılı sonuna kadar Türkiye’ye 3 milyar Euro verecek.
6 –AB tarafından Türkiye’ye uygulanan vize koşullarının gevşetilmesine ilişkin, 2016 yılının Ekim ayı sonuna kadar AB ülkeleri görüşmeler yapacak (vizelerin kaldırılması değil, koşullarının esnetilmesinin görüşülmesine karar verilecek).
Türkiye’nin İstekleri
1 –2005 yılında başlayan ve son yıllarda durma noktasına gelen Türkiye-AB üyelik müzakereleri yeniden canlandırılsın ve 5 yeni başlık açılsın.
2 –AB’nin vereceği parasal yardım miktarı iki katına çıkarılarak 6 milyar Euro olsun, Mart ayı sonuna kadar 3 milyar Euro gönderilsin ve gerektiğinde ek fonlama yapılsın.
3 –En geç 2016 yılının Haziran ayı sonuna kadar (4 ay içinde) AB tarafından Türkiye’ye uygulanan vize zorunluluğu tamamen kaldırılsın.
Türkiye’nin İsteklerinin Hayata Geçirilmesi için Avrupa Birliği’nin Türkiye’den Talepleri
1 – Sınır güvenliğinin arttırılması.
2 – İnsan kaçakçılığı ile daha etkin mücadele.
3 –Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması.
Anlaşmadaki Sorunlu Noktalar
1 –Birleşmiş Milletler, sığınmacıların Türkiye’ye kitlesel ve keyfi geri gönderimlerinin kaygı verici olduğunu ve bu durumun uluslararası hukuk kuralları ile çeliştiğini belirtti. Bu kurallara göre sığınmacıların iltica başvurularının önce tek tek ele alınıp incelenmesi daha sonra gerekirse sınırdışı işlemleri söz konusu olmalı.
2 – Savaştan kaçan sığınmacılara Avrupa’nın kapıları kapatmak istemesinin adil olmadığı belirtiliyor. İkinci dünya savaşı sırasında milyonlarca Avrupalının da, hayatlarını kurtarmak için aynı yola başvurması bugün yapılması planlanan adaletsizliğe karşı örnek olarak öne sürülüyor. Avrupa Birliği’nin vazgeçilemeyecek değerler üzerine kurulduğuna vurgu yapılıyor.
3- Sığınmacıların Türkiye tarafından geri alınabilmesi için Türkiye’nin güvenli ülke statüsünde olması gerekiyor. Ancak güvenli ülke statüsüne geçmesi için de Türkiye’nin, 1951 Cenevre Konvansiyonu’na uyguladığı coğrafi kısıtlamaları kaldırması gerekiyor.
4 – Avrupa’dan Türkiye’ye gelecek sığınmacılar düzensiz olarak gelecek, Türkiye’de kayıt altına alınacaklar. Halihazırda Türkiye’de bulunan sığınmacıların 2,7 milyonu ancak kayıt altına alınabildi. Kayıtsız olanların ise tam sayısı henüz bilinemiyor.
Bu durumda Avrupa’dan geri gönderilen sığınmacılar için yapılacak tüm düzenlemeler, Türkiye üzerine önemli bir yük getiriyor ve bunun karşılığında, anlaşma çerçevesinde atılacak her adım için karşı tarafta 28 ülkeli bir birliğin oybirliği ile karar alması gerekiyor. Gerekli kararlar zamanında alınamadığında Türkiye’nin bu gecikmenin yükünü nasıl taşıyacağı ise belirsiz.
5 – Taraflar arasında bu anlaşma sorunsuz uygulansa dahi, bunun Türkiye için çok önemli kayıplar getireceği endişesi bulunuyor. Bu anlaşma ile Avrupa Birliği’nin, Türkiye’yi tam üyelik perspektifinden çıkarıp kendi sorunlarını öteleyebileceği bir ülke olarak görmeye başlaması söz konusu. Kendi ülkelerinde istemedikleri yüzbinlerce kişiyi barındıran bir ülkeyi tam üye olarak kabul etmeleri, büyük bir çelişki olacaktır.