2014 yılında müthiş bir ekonomik durgunluk gözüküyor!

2014 yılında müthiş bir ekonomik durgunluk gözüküyor!

Toplumcu Düşünce Enstitüsü

Tartışma Notu

 

TN-Econ/14-004                                                                               9 Mart 2014

Hazırlayan: Prof. Dr. Hurşit GÜNEŞ

 

 

2014 yılında müthiş bir ekonomik durgunluk gözüküyor!

 

Türkiye’yi çok sert bir durgunluk bekliyor. Eldeki veriler ne yazık ki bu yönde. Bu yıl ekonomik büyüme hükümet tarafından yüzde 4 olarak öngörülse de, buna pek inanan yok. En iyimser ekonomist bile yüzde 2 bekliyor. Biz ise bu gidişle net bir büyüme oluşmayacağı kanısındayız.

 

Malum büyüme ya da üretim talep varsa oluşur. Talep de iç ve dış talep olarak ikiye ayrılır. Önce dış talepten başlayalım. Dış talebi ölçebileceğimiz yer ihracattır. İhracat ya kur teşvikiyle artar, ya da o ülkelerde canlı talep vardır. AB bölgesinin (ki bizim temel ihracat coğrafyamızdır) ekonomik durgunluktan kurtulunamadığını biliyoruz.  Şubat ayı ihracat verisi Türkiye İhracatçılar Birliği tarafından yayınlandı: geçen yılın ihracatına göre artış yüzde 4,3’ten ibaret. TUİK’in Ocak ayına ilişkin ihracat artışı da yüzde 8,6’ydı. Kur artışının sepet bazında yüzde 26 civarında olduğu göz önüne alınırsa ihracat artışının çok yetersiz olduğu görülür.

 

Gelelim iç talebe. İç talebin iki unsuru var. Ya yatırımlarla ya da iç tüketimle iç talep canlanacak. Yatırımlarla bir canlanma beklemek olanaksız. Hem iç istikrarsızlık güven hızla kayboluyor, hem de faizler reel olarak yükseltildi. Bankaların kredi hacmindeki genişleme de hızla olmasa da daralıyor. Hele ticari krediler daha da hızlı yavaşladı.

 

Ama asıl bizi endişelendiren iç tüketim verileri. Bu konuda çok kaygılıyız. Önceki hafta CNBC-e’nin Tüketici Güven Endeksi açıklandı.

 

“tde““ />

Temmuz ayından bu yana toplumda müthiş bir algı ya da eğilim değişimi gözleniyor. Birincisi, Tüketim Eğilimi Endeksi tarihsel olarak en düşük düzeyine düşmüş durumda. Hiç kimsenin bir şey satın almaya, özellikle dayanıklı tüketim mallarında, niyetinin olduğu gözlenmiyor. Tüketici Güven Endeksi ise 2008 küresel krizinden bu yana en düşük düzeyine gelmiş durumda. 2008 ve 2009 yılında nasıl bir ekonomik daralma yaşadığımızı anımsayalım. Dolayısıyla 2014 yılında yine müthiş bir durgunluk ortamına girildiği anlaşılmaktadır.

 

Yatırımların psikolojik belirleyicisi olan Tüketici Beklenti Endeksi de hızla aşağıya sarkmaktadır. Zaten o nedenle de yatırım malları ithalatında düşüş yaşanıyor; ocak ayında geçen yıla göre azalış var: yüzde 1,2.

 

İç tüketim daralıyor, yatırım daralıyor, ihracat artışı da çok sınırlı. Bu durumda öngörümüz şu ki, yüzde 2’lik bir büyüme tahmini bile çok iyimser. En azından bugünkü görüntü bunu böyle kılıyor.

 

Kuşkusuz gelinen durumda, yüksek kur ve yüksek reel faizin rolü var. Hatta ABD Merkez Bankasının izlediği “parasal genişleme politikasına son verilmesinin” de rolü var. Zaten TGE verisindeki düşüşün başlangıcına bakıldığında da bu görülüyor. Ama şu gelişmeyi de yadsımamız olanaklı değil: Türkiye’de Gezi olaylarından bu yana, özellikle Aralık ayında yaşanan yoksuzluk operasyonları, ülkede hemen herkesi tedirgin etti ve Tüketici Güven Endeksi sarsıldı ve Tüketici Beklenti endeksi de tepetaklak oldu.

 

Üstelik enflasyon yükselmeye başladığı için seçimler sonrası ek faiz artışları da gelebilir. Bu durumda durgunluk daha da derinleşebilir. Şimdi toplu bir yorum istenirse, temel bir siyasal iklim değişikliği olmadan 2014 yılı bir durgunluk ya da resesyon/durgunluk yılı olarak gözüküyor.